25 Mayıs 2011 Çarşamba

Sugababes - One Touch

Evet, uzun bir aradan sonra yeni yazımla sizlerleyim. Araya birçok olay girdi, işler, meşguliyet falan. Kafayı toparlayıp yeni bir yazı oluşturacak durumda göremedim kendimi. Ancak artık zamanı gelmişti. Bugün Sugababes'in ilk albümü "One Touch"'ı inceleyeceğim. Çoğunuz belki bu grubun ismini bile duymadınız, ya da duyanlar da onları eminim bu kadroyla hatırlamıyorlardır. Yılanların deri değiştirmesinden daha sık eleman değiştirdikleri için şu anda hiçbir kurucu üye grupta değil. Herneyse biz albümü dinlemeye başlayalım.

01 - Overload (10/10)
Kızların çıkış parçası, ilk albümden en çok bilinen şarkı aslında. Akılda kalıcılığı baya yüksek olan benetton reklamı tadında çekilen klibin sonunda aklınızda bir kızıl, bir zenci bir de çekik gözlü kız görüntüsü ve hoş bir melodi kalıyor. Evet, kızlar piyasaya bu şarkıyla giriş yaptıklarında, hem çok küçüktüler hem de tecrübesiz. Belki de klip çekimine harcayacak çok da paraları olmadığı için böylesine sade bir klip ortaya çıktı ama sonuç mükemmeldi. Siobhan'ın kusursuz vokalleri ile başlayan şarkı, nakaratta oluşan armoni ile havaya giriyor. Arkaplandaki elektrik süpürgesi sesi efekti şarkının karakteristik oluşumu için harika düşünülmüş. Akustik gitarlarla süslü şarkı, köprü kısmından önce güçlü bir elektrogitar solo bölümü ile güçlendirilmiş. Xtina'nın kendi albümünde şarkının müziğini izinsiz kullanması sonucu bir ara araklama muhabbeti dönmüştü. Gerçi sonra Xtina, kızların ismini de şarkı bilgileri kısmında yazmak zorunda kalmıştı. Başarılı bir çıkış parçası, daha ne denilebilir?
02 - One Foot In (10/10)
Catchy bir müzik ile başlayan şarkı, kız grubu şarkıları kategorisindeki her özelliği üzerinde taşıyor. Erkek arkadaş hakkında sözlere sahip olma, her üye arasında paylaştırılmış şarkı sözleri, akılda kalıcı bir nakarat, birbirine uyumlu seslerin oluşturduğu kulağa hoş gelen armonik kısımlar. Sevgilisinin kararsız davranışlarından dolayı çocuğa ayar vermeye çalışan şarkı, grubun eleman kadrosu değiştikten sonra bile canlı söylenen nadir parçalardan. Albümün öne çıkan parçalarından.
03 - Same Old Story (9/10)
Albümün en çok R&B sounduna sahip şarkısı diyebilirim. İsminden de anlaşılacağı üzere parça, eski sevgilisinin zırvalarına daha fazla dayanamayan ergen modelinin hislerine tercüman oluyor. Kızların yaşlarının baya küçük olmasından dolayı seslerinin çocuk gibi çıkması en çok bu şarkıda belli oluyor. Siobhan'ın, uzatmalı sevgilisine xtir git dediği bölüm şarkının en can alıcı kısmı. Ne zaman büyüdünüz de, aşık olup sonra da çocuğun kıçına tekmeyi bastınız diye düşünmeden edemiyor insan. Ama şarkı genel olarak akıcı yapısıyla, kendini sevdiriyor.
04 - Just Let It Go (7/10) 
Mutya'yı teselli etme üzerine kurulu bir şarkı düşünün. Eski sevgilisinden ayrıldığı için depresyona girmiş kızcaazı, diğer kızlar şarkı boyunca ikna etmeye çalışıyor. Psikolog seansı kıvamında sözler, hafif R&B soundlu müzik ile birleşince ortaya çıkan şarkı, arkaplanda rahatsız etmeden dinlenebilecek bir hale gelmiş. İlk başta inat etse de sonra ikna olan Mutya sayesinde şarkı mutlu bir şekilde son buluyor.
05 - Look At Me  (8/10)
Albümün R&B soundunu iyi temsil edebilecek şarkılarından biri olan bu parçada Kızlar "Ben büyüdüm artık, beni koruyup kollamayı bırak babacım, bak bana ben hâlâ senin küçük kızınım" diye haykırıyor. Armoniler, zaman ayarlı geri vokaller, tekrar eden bir melodi, bunların hepsi birleşince ortaya çok zengin bir nakarat çıkıyor. Nakarat şarkının başından sonuna doğru, özellikle de en son kısımda, bir önceki haline göre üstüne öğeler eklenerek devam ediyor. Bu da parçanın kalitesini arttıran unsurlardan olmuş. Babaları kızlarını duydu mu bilmiyorum ama biz duyduk ve hâlâ onlara bakmaya devam ediyoruz.
06 - Soul Sound (9/10)
Hayır, şarkıda ruh çağırmaktan falan bahsetmiyor. Ama olsa ne güzel olurdu değil mi? Albümün son single'ı olarak yayınlanan şarkının video klibinde, bir apartman dairesi içerisinde müzik ile kendilerinden geçen kızlarından ruhlarının semaya yükselmesi durumunun virüs gibi yayılması konusu işleniyor. Ancak insanlar bu şarkıyı pek beğenmediler, bu yüzdendir ki listelerde pek başarılı olamadı. Keşke şansını exorcist tarzı bir filmin kapanış müziği olarak değerlendirseydi, o zaman tutabilirdi. Ama bana sorarsanız şarkı, sizi bir kere içine çekti mi o yatak üzerinde yuvarlanma hissini size de geçiriyor. 
07 - One Touch (6/10)
Albümle aynı adı taşıyan parça, gitar tınıları ile başlıyor. Nakarat ile birlikte arkaplana yerleşen turntable efekti ile beraber daha komplike bir hal alıyor. Kızlar bu şarkıya da amatör görünümlü bir klip çekmişlerdi. Şarkının daha fazla R&B sounda sahip versionu için C.R.E.A.M. remix'ini dinlemelisiniz. Şarkı albümdeki diğer parçaların arasında bir sası kalıyor. Buna rağmen dinlenebilir.
08 - Lush Life (7/10)
Demo soundu ile ilk başlarda biraz basit gibi dursa da aslında hafif müziği ile hoş bir şarkı. Tezcanlı ergenlerin parçayı kendilerine marş yapmaları gerekiyor. Tam o formatta sözlere sahip. Siobhan'ın vocoder efektli kısmı şarkının en çok hoşuma giden kısmı. Keisha'nın çığırmalarının henüz o kadar güçlü olmadığı döneme de denk gelse, şarkının sonundaki kısımlar bu konuda kızın potansiyelini gözler önüne seriyor. Böyle şarkılarda prova yapıp daha sonra doruk noktaya ulaşmış, bu yüzden Keisha'yı canı gönülden tebrik ediyoruz.
09 - Real Thing (6/10)
Keisha'nın yaşadığı ilişki üzerine kurulu bu şarkı, kızların yine vokalleri paslaşarak söylemesi sayesinde kulağa hoş gelen parçalardan olmuş. Orta tempolu parça, "Pardon, siz gerçek misiniz?" teması ile sözlerinde dinleyicilerin kendilerinden de birşey bulabilecekleri durumda. Şarkı bitişine yakın, sahte son sizi şaşırtmasın, güzel bir kısım olmuş gerçi. 
10 - New Year (7/10)
"Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl yeni yıl, herkese kutlu olsun" adlı eserin yabancı uyarlaması olmasını diler miydiniz? Bu ondan daha özgün. Bildiğimiz klasik noel şarkıları temasında değil, tamamen eski sevgilinin terk ediş tarihinin milat olarak alındığı şarkı, bu özelliğiyle de özgünlüğü yakalıyor. "I'm older than my years, drowning in my tears" gibi sözlerle kızlar hedefi tam onikiden vuruyor. Şarkı, albümün ikinci single'ı olarak yayınlansa da pek bir başarı elde edemedi.
11 - Promises (10/10)
Albümün gizemli havaya sahip şarkılarından ilki, nakarata gelene kadar bu özelliğini koruyor. Nakaratta ise daha ılımlı bir yapıda. Armonilerin tavan yaptığı bu şarkı, verilen sözler yerine getirilmediğinde, tabakta bırakılan pirinç tanesi gibi arkamızdan gelip bizi nasıl korkutacağı konusu işleniyor. Köprü kısmından sonra vokallerin üstüste binmesi nedeniyle kimin neyi söylediğini ayıramayacak hale gelsek de, ortaya çıkan ses karmaşası gayet başarılı. Albümün hızlı özümsenebilen parçalarından.
12 - Run For Cover (10/10)
İlk albümün en çok bilinen parçalarından olan şarkı, albümün üçüncü single'ı olarak yayınlandı. Eleman değişikliğinden sonra bile canlı olarak söylenen parça bugün bile Sugababes hayranları arasında en popüler parçalardan. Piyano ve yaylı efekti parçaya orjinal havasını veren elementlerden. Video klibinde arka sokaklar ve alt geçit koridorları, şarkı sözleriyle uyum içinde. Siobhan'ın vokallerini sadece ilk nakaratta net olarak duyabiliyoruz. Köprü kısmında karşılıklı paslaşan Keisha ve Mutya şarkının o karanlık havasının oluşmasına da baya katkıda bulunmuşlar. Akustik versionu da kesinlikle dinlenmeli. Albümün kapanış şarkısı olarak doğru bir seçim.

Albüme genel olarak baktığımızda, kızların ilk albüm çalışması olduğu için biraz amatör duruyor. Ancak buna rağmen armonilerin uyumu, prodüksiyondaki sadelik, sözlerin kişiselliği, kaydı daha bir samimi hale getirmiş. Hafif bir tatta başlayıp biten albüm, hit üstüne hit çıkarmamış olsa da, tüm Sugababes hayranları arasında kült olmuş iki parçaya ev sahipliği yapmaktadır.

(8/10)

10 Mayıs 2011 Salı

Spice Girls - Spice

1996 yılından itibaren birkaç sene boyunca dünyayı kasıp kavuran İngiltere'nin en ünlü kız gruplarından biri olan Spice Girls'ün ilk albümünü inceleyeceğim. Acaba "Wannabe" adlı şarkılarıyla efsanevi bir çıkış yapıp aylarca 1 numarada kalan grubun ilk albümü nasıldı?
01 - Wannabe (10/10)
Koşarak yaklaşan ve daha sonra hahahaha diye kahkaha atan Mel B'yi duyduktan sonra şarkı öyle bir gidiyor ki tutamıyorsunuz. Kız grupların genel özelliği, çoğunun bir birey olarak tanınmamasıydı ancak Spice Girls bunu çok iyi başardı ve bu şarkı onlara bunu sağladı. Her Spice Girls hayranının diline pelesenk olan sözleri ile size eğlenceli dakikalar yaratan bu şarkıyla ilk tanışmam, rastgele bir karışık müzik cdsi sayesinde oldu. O zamanlar Spice Girls çıkalı baya olmuştu hatta filmlerini izlemeye gitmiştim. Bu şarkı, filmdeki versionuyla da, orjinal versionuyla da tam bir klasik diyebilirim. İngiliterede 7 hafta boyunca 1 numarada kalan şarkı, bugün bile grubun en çok bilinen şarkılarından bir tanesi.
02 - Say You'll Be There (10/10)
Albümün ikinci single'ı, yine listelerde 1 numara olarak büyük bir başarı yakaladı. Kızların güçlü vokalleri ile süslü bu şarkıda, Victoria'yı da solo olarak duyabiliyoruz. Şarkı boyunca arkaplandaki müzik o kadar uyumlu ki, sizi hiç rahatsız etmiyor. Sözleriyle de bir o kadar eğlenceli şarkı, California'da çekilen video klibi ile de fark yarattı. Şarkının sonlarında Melanie C'nin adlibleri, şarkıyı daha da güzelleştiriyor. Eşlik ederken yaşanan zevki yakalayabilmek için sözlerinin baştan sona ezberlenmesi şart bir şarkı daha.
03 - 2 Become 1 (10/10)
Grubun albümdeki ilk ağır tempolu şarkısı, albümün üçüncü single'ı olarak yayınlandı ve yine beklendiği üzere listelerde 1 numara oldu. Parça, gitarlar ve hafif enstrümanlarla süslü bir altyapıya sahip. Albümde Geri'nin söylediği kısım, single ve video versionunda değiştirilerek, aynı bölümde Victoria'nın söylediği farklı sözlerle değiştirildi. Sanılanın aksine şarkı bazı sözlerinde, güvenli seks ve doğum kontrolünün öneminden bahsediyor. Ağır tempo olmasına rağmen Spice Girls'ün en çok bilinen şarkıları arasına girmiştir.
04 - Love Thing (9/10)
Grubun albüm için kaydettiği ilk şarkı olan "Love Thing", ilk veya ikinci single olarak yayınlanması düşünülüp sonradan iptal edilen bir şarkı. Hareketli bir yapıya ve hızlıca akıp giden sözlere sahip şarkı, özellikle nakarattaki armonilerle öne çıkıyor. Bu şarkıda Victoria'nın vokalleri çok net duyulabiliyor. Mel B ve Geri'nin köprü kısmındaki karşılıklı paslaşarak söylediği bölüm şarkının en eğlenceli kısmı. Eğer şarkının demosunu dinleyebilirseniz, grubun ilk zamanlarından beri ne kadar yol aldığını göreceksiniz.
05 - Last Time Lover (6/10)
Grubun albümde, bugüne kadarki hiçbir konserinde canlı olarak söylemediği tek şarkı. Mel B'nin kısık sesli vokalleri ile giriş yapıyoruz, arkaplandaki hafif çalgılar ise nakaratta can buluyor. Geri'nin rap kısmı şarkının karanlık bölümlerinden. İlişkilerde seksapalitenin ön plana çıkartılmasından bahseden parça, buna rağmen albümün en hafif şarkılarından birisi olarak kalıyor.
06 - Mama (9/10)
Gitar ve hüzünlü bir melodiyle başlayan şarkı, Emma'nın vokalleri ile biraz daha mutlu bir hal alıyor. Kızların annelerine yazdığı şarkı, albümün dördüncü single'ı olarak "Who Do You Think You Are" ile beraber yayınlandı. Nakarattan önceki köprüde Mel C ve Geri'nin muhteşem armonisini duyabilirsiniz. Nakarat, basit ancak bir o kadar da yeterli sözlere sahip. Parça, duygusal olmasının yanısıra, grubun en samimi şarkılarından birisi. Sonlardaki koro, şarkıya daha da asil bir hava katmış. Kapanışa doğru Mel B ve Emma'nın karşılıklı sözleri, şarkıyı huzulu bir şekilde sonlandırıyor.
07 - Who Do You Think You Are (10/10)
Albümün en kıvrak şarkılarından. Paslaşmalı vokallerle ilerleyen parça, vurucu bir nakarata sahip. Europop ve disco soundunun harmanlandığı şarkı, enerjisiyle sizi ayağa kaldırıp dans ettirecek kararlılıkta. Grubun şarkıyı kaydederken fazlasıyla eğlendiği fark ediliyor ve dinlerken bu samimiyet size de yansıyor. Catchy bir nakarat ve uyumlu vokaller. Bir şarkıdan daha fazla ne beklenebilir ki? Bu şarkı size bütün iyi özellikleri sağlıyor. Mel C'nin son nakaratlardaki ayrı devam eden vokalleri, dilinize öyle bir dolanıyor ki kurtulamıyorsunuz. Klasiklerden.
08 - Something Kinda Funny (7/10)
Albümün hafif şarkılarından. Havası ve vokaller ile akıcı gidiyor. Şarkıda solo vokaller ile armonilerin dağılımı başarılı bir şekilde yapılmış. Dinlerken dinlendiren, sizi havaya sokmaya yetecek parçalardan. Konserlerde iyi giden şarkı, albümdeki diğer parçalara göre biraz daha aşağılarda kalıyor. Emma'nın son nakarattaki adlibleri dinlemeye değer.
09 - Naked (7/10)
Biraz daha ağır bir tempoya sahip parça, Geri'nin konuşma şeklindeki vokalleriyle başlıyor. Nakaratta, Emma'nın her "Naked" demesinin ardından Mel C ve Victoria kısımlarını söylüyor. Konserlerinde ten rengi kıyafet ve sandalyelerden oluşan bir koreografiden oluşan bir performansa sahip. Şarkının köprü kısmında Emma'nın telefon konuşmasını ve ardından Mel C'nin çığlık çığlığa vokallerini duyuyoruz. Grubun kanımca en güçlü sesi, böylece kendini göstermiş oluyor.
10 - If You Can't Dance (7/10)
Geri'nin birkaç katmanlı vokalleri ile başlayan şarkı, Mel B'nin Şişli Etfal Hastanesi çevresinde kaydedilmiş hissi uyandıran efektler eşliğindeki vokaller ile devam ediyor. Şarkı, nakarattan sonra Geri'nin İspanyolca rap kısmı ile farklı bir hava kazanıyor. "The Humpty Dance" adlı şarkıdan sample'lar içeren parça, konserlerde daha zengin bir altyapı ve vokal kombinasyonu ile bir kademe yukarı çıkıyor. Albümün kapanış parçası olarak başarılı bir seçim.

Spice Girls'ün, dünyaca ünlü bir grup olma yolunda attığı ilk adım olan "Spice" albümü, aslında gelecek olan başarının da göstergesiydi. Birbirinden başarılı beş adet 1 numara single çıkaran albüm, grubun bugüne kadar en çok satan albümü.

(8,5/10)

6 Mayıs 2011 Cuma

Evanescence - Fallen

Birgün bir rock grubunu bu kadar seveceğimi hiç düşünmezdim, hele ki benim gibi vıcık vıcık pop müzik dinleyen biri. Ancak Evanescence ilk dinleyişte bile farklı birşeyler olduğunu hissettirmişti bana. Daha popüler bir rock grubu olacakları kesindi. Popülerden kastım, sabah akşam pop, r&b çalan müzik kanallarında bile gündüz saatinde videoları gösterilebilen bir grup, işte bunu kastediyorum.
01 - Going Under (10/10)
Albümün açılış parçası ve ikinci single'ı, sert elektro gitar sesleri, Amy Lee'nin muhteşem vokalleri ve birkaç piyano notası ile başlıyor. Şarkı ilerlerken içine giriyorsunuz ve aslında ne kadar sakin bir şarkı olduğunu anlıyorsunuz. Şarkının en hoşuma giden kısmı köprü bölümü ve ardından gelen gitar solosu ise dinlemeye değer. Akustik versionu da mutlaka dinlenmeli.
02 - Bring Me To Life (10/10)
İşte Evanescence diyince herkesin bildiği şarkılarından birisi. Hatta şarkı o kadar meşhur oldu ki Şebnem Ferah, Özlem Tekin gibi isimler konserlerinde bu şarkıya yer verdiler. Grup, albümün çıkış parçası olarak bunu yayınladı. Video klibinde örümcek adam misali pencerelerde duvarlarda dolaşan, kabuslar gören bir kız hatırlıyorum. Vokallerde Amy Lee'ye Paul McCoy eşlik ediyor. Sözleri, altyapısı ve melodisi ile albümün en catchy parçalarından biri olduğunu söyleyebilirim. Ancak şarkıdan daha fazla haz almak istiyorsanız, sadece Amy Lee'nin vokallerini içeren versionu ve akustik versionunu dinlemelisiniz.
03 - Everybody's Fool (10/10)
Gitar melodisiyle başlayan şarkı daha sonra elektrogitarlar tarafından ele geçiriliyor. Amy Lee'nin güzel sesi ile birlikte şarkıya alışmaya başlıyoruz. Lee'nin Bit-Bit, Xtina gibi popüler kültür ikonlarına özenen kız kardeşine ayar verdiği, albümün son single'ı olarak yayınlanan şarkı, videosuyla da izleyenleri şaşırtmıştır. Şarkının köprü ve nakarat kısımlarında bile enerjisini kaybetmeyip aynı heyecanla sona ulaşması, şarkı bittiğinde insanın içinde bir boşluk açıyor.
04 - My Immortal (10/10)
Evanescence'ın okunuşunu becerebilmeyi bırakın, E'sini bilmeyen tiplerin bile telefon melodisi olarak karşınıza çıkabilecek bu şarkı, tam anlamıyla bir patlama yaşadı. Eğer melankolik bir döneminizdeyseniz, şarkının fazlasıyla hüzünlü havasısizi derinden etkileyecektir. Piyano üzerine kurulu şarkı, nakarattaki yaylılar, Amy Lee'nin vokali ile birleşince vurucu bir hal almıştı. Video klibinde, grup üyelerinden Ben Moody'nin yalnız takılması ve bir süre sonra gruptan ayrılması ironinin ta kendisidir. Lee'nin sadece gitarla söylediği akustik versionu, şarkının güzel yorumlarından bir tanesi. Video klibi için tekrar düzenlenen ve son nakarata farklı öğeler ilave edilen versionu video klibinde dinlenebilir.
05 - Haunted (7/10)
Çift tabakalı vokaller ve ürkütücü arkaplan sesleri ile başlayan şarkı, nakarat ile beraber kendini elektrogitar ve bateriye bırakıyor. Köprüdeki elektrogitar solosu, ardından koro ile birlikte giren leziz Amy Lee vokalleri şarkının en kusursuz yeri başlamış oluyor. Ancak parça, albümün en kısa şarkısı olduğundan çabucak bitiyor.
06 - Tourniquet (8/10)
Sakin bir intronun ardından, elektrogitar ve baterinin kombinasyonu sizi gaza getirmeye yeterli. Altyapısı ile diğer parçalar kadar catchy olan bu parça, intihardan kurtulmuş birinin gözünden dünyayı görmemizi sağlıyor. Grubun bateristi Rocky Gray tarafından, önceki grubu Soul Embraced için yazılan şarkı Amy Lee tarafından keşfedildikten sonra albüme alınmış. Albümün sert sounda sahip parçalarından bir tanesi. Aynı zamanda outrosu ile de grubun ne kadar iyi işler başardığını kanıtlar nitelikte.
07 - Imaginary (7/10)
Bir önceki şarkının sonu ile birleşen introsuyla sert başlasa da, ara kısımlardaki sakin Amy Lee vokalleri, gitar ve piyano ile dinleyenleri yormuyor. Grubun ilk çıkardığı demo albümünde, daha ağır bir versionu bulunan şarkı bu albümde daha profesyonel bir düzenleme ile karşımıza çıkmış. Şarkı albümün daha karanlık kısmının temsilcilerinden bir tanesi.
08 - Taking Over Me (7/10)
Piyano ve vokalin buluşması bu kadar mı güzel olabilir? Kendini karşısındakine teslim etme isteğiyle dolup taşan sözleri, vokaller ile melodiye dökülünce daha da etkileyici hale gelmiş. Köprüden sonraki, sadece piyano ve Amy Lee'nin duyulduğu bir nevi akustik kısım şarkının en güzel bölümü olarak gösterilebilir.
09 - Hello (8/10)
Amy Lee'nin ölen kız kardeşi için yazdığı şarkı, özel statüsünden dolayı bugüne kadar hiçbir konserde söylenmemiştir. Sadece piyano ve Lee'nin içli vokalleri ile devam eden şarkı, bir süre sonra viyolonsel ile buluşuyor. Tiz çıkışlar içeren parça, Lee'nin kusursuz bir soprano olduğunun da kanıtı. Bu parçada duygular akarak gözyaşlarına dönüşüyor.
10 - My Last Breath (10/10)
Albümün, single'lardan sonra bence en radyo dostu parçası. Sözlerinin baştan sona aklıma girdiğini bile farketmeden, şarkıya aşık olmuştum. Diğer parçalara göre ara kısımlarda gayet sakin bir sounda sahip parça, nakaratta ise kararında bir sertlik ile dinleyenlerin eşlik ederken kendilerini duymalarına engel olmuyor. Şarkı köprü kısmıyla dudak uçuklatıp tadına tat katıyor. Son nakaratta üstüste eklenen vokallerin hangisini söyleyeceğimi şaşırıyorum. Ayrıca bence albümün en pozitif parçası.
11 - Whisper (7/10)
Grubun eski demo çalışmalarından gelen parça, tam anlamıyla albümün konseptini tamamlayan bir altyapıya sahip. Şarkı boyunca ara ara duyulan koro şarkı, yaylılar ile doruk noktasına ulaşırken yardımcı oluyor. Ardından gelen elektrogitar solosu ile size unutulmaz bir ziyafet sunan grup, gitgide karmaşıklaşan soundu ile artarak kendini yok ediyor. Sonunda hayatta kalan koro ve yaylılar, şarkı bittiğinde bile aklınızdan çıkmayacak cinsten.
12 - Farther Away (7/10)
Albümün sadece Japonya baskısında yer alan şarkı, konserlerde grubun gözdelerinden. Albüm soundunu çok güzel bir şekilde temsil eden bu parça, nakaratta vocoder efektleriyle bezenmiş Amy Lee vokalleri ile kesinlikle dinlenmesi gereken parçalardan. Köprü kısmı nedense tanıdık geliyor. Şarkı sonlarına doğru Amy Lee'nin bateri eşliğinde "Farther Away" diyerek kendinden geçmesi için bile dinlenilebilir.

Grubun, resmi olarak yayınladığı ilk albümü, müzik piyasasına da harika bir giriş yapmasını sağladı. Gerçi sadece video kliplerindeki parçaları beğenip albümü alanlar, dördüncü şarkıdan öteye geçememiştir ancak yine de hayran kitlelerinin inanılmaz bir şekilde genişlediği de inkar edilemez. Grubun bu kadar popüler olması, eski hayranlarını rahatsız etmiş olsa da bu güzel albümü bizlere ulaşmasını sağlayan grubun kendisinden başkası değildi.

(8/10)

5 Mayıs 2011 Perşembe

Britney Spears - Britney

Britney Spears, ikinci albümünün son single'ı "Don't Let Me Be The Last To Know" şarkısına cesur bir video çektiği zaman, bir sonraki albümü için gideceği yönü de belirlemiş oldu. Madonna'nın "Erotica"sı neyse, Britney Spears için de bu albüm oydu. Merakla beklenen ve çıktığında büyük olay yaratan albümü incelemeye geçiyorum.
01 - I'm A Slave 4 U (10/10)
The Neptunes imzalı ve aynı zamanda albümün çıkış parçası, daha başlar başlamaz farklı soundu ile öne çıkıyor. İlk dinleyişte "Bu ne biçim şarkı" dediğimi hatırlıyorum. Ancak şarkıyı özümsedikten sonra, insan dinlerken kendini kaybedebiliyor. Urban soundu ve hızlı hızlı nefes alıp veren vokaller ile süslü parça, altyapısındaki öğeler sayesinde "Ya sev ya nefret et" cümlesi için doğru bir seçenek oluşturuyor. Britney'in olgunlaştığını ispat etmek istercesine şarkı sözlerinde vurguladıkları, video klibinde de aynı cesaret ile işlenmiş.
02 - Overprotected (10/10)
Britney Spears, albümün ikinci single'ı olarak güçlü bir şarkı ile karşımıza çıkıyor. Başından itibaren insan kendini şarkıya eşlik edip dans etmekten alamıyor. Hiç düşmeyen temposu ve sürükleyici vokalleri ile parça, ilk dinleyişte bile insanı etkileyecek bir yapıya sahip. Köprü kısmı şarkının en çok hoşuma giden bölümü. Video klibini ilk izlediğimde, "Bu kız I'm A Slave 4 U ile çıkmamış mıydı, bu şarkı da neyin nesi?" demiştim ancak daha sonra heryerde fellik fellik şarkıyı ararken buldum kendimi. O kadar başarılı yani. Sözlerde "Allahım beni neden yarattın?" temasının işlendiği şarkının, ayrı bir videosu da çekilen "Darkchild Remix"i de dinlenebilir ancak orjinalinin yerini asla tutmuyor. Daha güzel bir remixi "Riprock 'n' Alex G Remix".
03 - Lonely (9/10)
Buğulu vokaller ile başlayan şarkı nakarata geldiğinde, arkaplandaki elektronik gitarlarla beraber adeta şaha kalkıyor. Parça hareketini hiç kaybetmiyor. Ağır köprü kısmının ardından Britney, konuşur gibi vokaller ile ex'ine saydırdıktan sonra tekrar catchy nakarat eşliğinde karşımıza çıkıyor. Şarkı daha ilk dinleyişimde yakalamıştı beni. Şarkı kısa olduğu için çabucak bitiveriyor ancak tekrara alınmayı fazlasıyla hakediyor.
04 - I'm Not A Girl, Not Yet A Woman (8/10)
Albümün üçüncü single'ı olan parça Britney'in kızlıktan kadınlığa geçiş dönemini anlatırken, yeni bir ara dönem yaratıyor. Ağır temposu ve anlamlı sözleri ile insanı kendisine bağlayan şarkı, köprünün ardından perdesi yükseldikten sonra tadından yenmeyecek hale geliyor. Albümle aynı dönemde çıkan "Crossroads" adlı filminde öncelikle sözlerini yazıp daha sonra rol arkadaşı tarafından bestelenen ve piano ile söylenen versionu, oluşumundaki mantık hatalarına rağmen dinlemeye değer.
05 - Boys (4/10)
Yine bir The Neptunes imzalı bir parça, ancak başlar başlamaz duyduğumuz alkış efektleri şarkı boyunca irrite edici bir hal alıyor. Ara kısımlarındaki vokaller başarılı olsa da rahatsız edici altyapı şarkıdan tam anlamıyla verim almanıza engel oluyor. Şarkının tek güzel yanı köprü kısmı denilebilir. Sonlara doğru yükselen perde bile şarkıyı kurtarmaya yetmemiş. Albümün son single'ı olarak karşımıza çıkan parça neyse ki video klibi için remixlendi ve daha dinlenebilir bil hale getirildi.
06 - Anticipating (9/10)
İddialı bir girişe sahip parça, dinlediğimde yaz aylarında yenen dondurmanın insana hissettirdiği gibi bir tat bırakıyor. Turnesindeki performans görüntülerinden oluşan bir video klibi vardır. Eğlenelim, mutlu olalım temasında hoşlandığı çocuğa iş attığı şarkı, 70'lerin disco soundunu barındırıyor. Şarkı ayrıca Fransa'da single olarak yayınlandı. Albümdeki en iyi parçalardan bir tanesi.
07 - I Love Rock 'N' Roll (9/10)
Bu şarkı Britney hayranları tarafından pek sevilmese de, bence orjinallerinden daha iyi olan coverlar kategorisinde üst sıralarda yer alıyor. Ayrıca albümün dördüncü single'ı olarak yayınlanan parça, eğlenceli sözleriyle sizi yerinizden oynatmaya yetiyor. Nakarattaki koro ve Britney'in nameleri kesinlikle tekrar tekrar dinlemeye değer. Bu şarkıda karaoke yapmak istiyorum, bilmem belki de filmdeki sahneden çok etkilenmişimdir.
08 - Cinderella (8/10)
Şarkı, biraz karanlık ve gizemli bir havaya sahip. Nakarattaki yoğunluk ve arkaplan efektlerinin birbirleriyle uyumu süper. Vokalleri insanı yakaladı mı bırakmayacak cinsten. Dinlerken gayet eğlendiğim parçalardan biri. Köprü kısmındaki konuştuğu bölüm, çok karizmatik. Albümdeki farklı sounddaki parçalardan birisi olarak kendini hemen belli oluyor.
09 - Let Me Be (9/10)
Ağır olarak başlasa da hemen hız kazanan parça, nakaratta öyle bir tutuyor ki sizi, bırakamıyorsunuz. Şarkı kanımca Britney'in masum döneminin en iyi simgelerinden biri. Dinlerken bana lise dönemimi hatırlatan şarkı, kısa olduğundan dolayı hemen sona eriyor. Ancak kesinlikle sizi yormayan, eğlenceli, anlık şarkılardan bir tanesi. Filler olduğu düşünülse de, insanın kendinden de birşeyler bulabileceği sözlere sahip olması pozitif bir özelliği.
10 - Bombastic Love (8/10)
Introsu "Overprotected" videosunun girişinde kullanılan şarkı, akıcı yapısı ile nakarata geldiğinde kulağa çok tanıdık geliyor. Arka plandaki "A-aa A-aa" vokalleri P!nk'in "Most Girls" şarkısını hatırlatıyor. İnsanın diline hemen dolanan sözlere sahip. Köprü kısmı ile biraz karanlığa sürüklense de, nakarat ile güneşi tekrar tepeye çıkartıyor. Şarkıyı al mp3 çalarına, sonra klip tadında gez dur.
11 - That's Where You Take Me (5/10)
Sevgilisinin Britney'i götürdüğü yerlerden bahseden şarkı diğer şarkılara göre biraz zayıf kalıyor. Herhangi bir ayırt edici özelliğinin olmadığını düşünüyorum. Ya biraz daha yavaş ya da çok daha hızlı olmalıydı bence. Ancak yine de şarkı dinlerken rahatsız etmiyor. Müzik kutusu efekti şarkıyı götürmeye yetiyor.
12 - What It's Like To Be Me (7/10)
Şarkıcıysan, birlikte olduğun kişi de banyoda şarkı söyleyebiliyorsa beraber stüdyoya girip birşeyler kaydetmek şart oldu artık. Bu şarkıda Britney'e o dönemki sevgilisi Justin Timberlake eşlik ediyor. Nakaratta belli belirsiz backvokallerde ve arada beatbox sesleriyle karşımıza çıkan Timberlake, Britney ile güzel bir işe imza atmış olsalar da saman alevi gibi sönen aşkları nedeniyle parça beklediği ilgi ve promosyonu göremedi. Hayranlar için güzel bir anı olarak bilinmeye devam ediyor.
13 - When I Found You (8/10)
Albümün bazı baskılarında yer alan ekstra parçalardan ilki olan şarkı, Britney'in cilalı vokalleri ile bezenmiş. Ağır ama zengin bir altyapıya sahip parça, ilk dinleyişte bile favoriniz olabilecek kadar etkileyici olabiliyor. Şarkıyı, Britney albüm soundunun yapı taşlarının oluşmasına yardımcı olarak görebiliriz. Britney'in etkileyici vokallerini şarkının demo versionunda daha net bir şekilde duyabilirsiniz. Evet, çıplak sesini ve kesinlikle "gözyaşım düştü yüreğimeeee" faciası gibi değil.
14 - I Run Away (8/10)
Ağır tempolu bir ballad olarak başlayan şarkı, ilerledikçe altyapının zenginleşmesi ile bambaşka bir hal alıyor. Üstüste vokaller ve ses efektleri fazlasıyla duyuluyor. Arada duyulan kemanlar şarkıya çok hoş bir hava katmış. Köprü kısmı biterken bizi akustik gitarlarla başlayan nakarata doğru götürüyor. Diğer nakarata bağlanırken duyduğumuz "I Run Away" vokali, uzayıp giderken etkisi altında kaldığı efekt mükemmel.
15 - Before The Goodbye (8/10)
Bu şarkıyı Britney'in o dönemki deneysel şarkılarından biri olarak görüyorum. Nakarata yaklaşırken arka planda yükselmeye başlayan tempolu vuruşlar, şarkıyı birdenbire bir disko parçasına dönüştürüyor. R&B tınılarının fazlasıyla hissedildiği şarkı özellikle ikinci nakarattan sonra tamamen kendini vuruşlara teslim ediyor. Şarkı kazandığı temposu ile devam ederken, bitmeden hemen önce akustikvari bir şekilde gitarlarla son buluyor.

Sonuç olarak Britney Spears'ın en sevdiğim ve en başarılı olduğunu düşündüğüm albümünü inceledim. Bu sound'u şimdilerde tekrar yakalamasını istesem de, farklılaşan sektör koşulları nedeniyle bu artık imkansız. Yine de böyle bir albüme sahip olabildiğimiz için mutlu olmalıyız belki de. Bir sonraki albümü "In The Zone" için harika bir altyapı niteliğinde olan albüm, kesinlikle Britney'in en iyilerinden bir tanesi.

(8/10)

3 Mayıs 2011 Salı

Robyn - Body Talk

Son albümü üzerinden baya vakit geçmesine rağmen bir türlü yeni bir şarkı yayınlamayan Robyn, 2010 yılında bizi yine şaşırtmayı başardı. Sene içerisinde toplamda üç adet mini albüm yayınlayacağını söylediğinde çok heyecanlanmıştım. Derken, ilk single ve albüm yayınlandı. Sonra ikincisi. Üçüncüyü beklerken bir sürpriz geldi ve ilk iki albümdeki çoğu şarkıyla beraber yeni beş adet şarkı üçüncü albüm olarak karşımıza çıktı. İşte şimdi bu albümü inceleyeceğim.
01 - Fembot (6/10)
Robyn'in vokali ile başlayan şarkı, efektli vokaller ve elektronik bir altyapı ile devam ediyor. İlk nakaratta arka planda silah atışlarını duyabilirsiniz. "My sistem's..." diye başlayan cümlesi biraz daha zorlasan "you want a piece of me" diye devam edecekmiş gibi duruyor. Bu bölüm bariz bir şekilde, Robyn'in backvokalde yer aldığı Britney Spears'ın "Piece Of Me" şarkısını anımsatıyor insana. Ayrıca şarkıdaki ses efekti bana nedense Turkcell reklamlarını hatırlatıyor. Robyn'in komplike şarkılarından birisi.
02 - Don't Fucking Tell Me What To Do (7/10)
Bozuk plak gibi tekrarlayan sözlerle belli bir süre giden şarkı, bir süre sonra nihayet aynı altyapıdaki cümle içerisindeki tek kelimenin değişerek tekrarlanması ile devam ediyor. Robyn, "... is killing me" diye sıralayarak, rahatsız olduklarını bir bir sayıyor. Şarkı bu şekilde devam ederken, arka planda giren melodili vuruşlar şarkıyı mükemmel bir dans parçası haline getiriyor. Üçüncü dakikadan sonra sonunda Robyn şarkının adını söylemeye başlıyor. Ağır bir vocoder efekti ile beraber cümleyi tekrar ederken, bir yandan da arkadaki müzik aynı kararlılıkta devam ediyor. Şarkının farklılığı, onu başarılı kılıyor.
03 - Dancing On My Own (10/10)
Albümün ilk single'ı olarak karşımıza çıkan şarkı, hararetli ve kararlı vuruşlar ile başlıyor. Robyn'in vokalleri ile bir karakter kazanıyor. Nakarattaki vokaller, şarkının doruk noktalarından bir tanesi. Sözleri ile adeta "Be Mine! part 2" sayılabilecek şarkı hüzünlü atmosferine rağmen başarılı bir dans parçası olarak karşımıza çıkmakta. Şarkının köprü kısmında herşey kopuyor ve nakarata aynı seri vuruşlar ile keskin bir dönüş yapılıyor. Şarkı, video klibi için belirgin bir şekilde remixlendi ve albümün Amerika baskılarında da bu şekliyle yer aldı. Albümün çıkış parçası olarak gayet başarılı bir parça.
04 - Indestructible (10/10)
Robyn, şarkıyı albümün üçüncü single'ı olarak yayınladı. Ritmik vuruşlarla başlayan parça, Robyn'in vokalleri ile devam ediyor. Altyapıdaki müziğin giderek zenginleştiği hemen fark ediliyor. Nakarata geldiğimizde, şarkı tüm zenginliği ile önümüzde. Sözlerde, yaşayacağı yeni ilişkiden bahsederken, eski tecrübelerini anlatan Robyn, şarkının köprü kısmında kullandığı yaylılar ve elektronik müzik efektleri ile bu bölümün akılda kalıcı ve ayırt edici olması için çok uğraşmış ve başarmış da. Şarkı temposundan hiçbir şey kaybetmeden, başladığı gibi son buluyor.
05 - Time Machine (10/10)
Albümdeki yeni şarkılardan birisi olan "Time Machine", ilk kısımlarda 80'leri hatırlatsa da nakarata geldiğinde dinleyenleri adeta kendine hayran bırakıyor. Şarkının perdesi nakarat boyunca yükseldikçe, Robyn'in vokalleri bir o kadar keyif veriyor. Sözlerdeki "Geleceğe Dönüş" referansına da bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim. Geçmişte yaptığı hatayı telafi edebilmek için, geçmişe geri dönme konusunda ne kadar istekli olduğunu anlattığı şarkı bittiğinde insan sersemlemiş gibi oluyor. "Instant Hit" dedikleri bu olsa gerek.
06 - Love Kills (8/10)
Hızlı tempolu, agresif vuruşlarla başlayan şarkı vokallerin girmesiyle beraber biraz daha stabil bir hal alıyor. Aşkın insanı öldürebileceğinden bahseden parça, köpru kısmına kadar aynı karmaşıklıkla devam ediyor. Köprü kısmında melodinin biraz dallandığını fark ediyoruz. Çift tabakalı vokallerin şarkıya ayrı bir hava kattığını söylemeliyim. Şarkının sonlarında farklı bölümlerdeki sözlerin üst üste birleştirilmesi kulağa hoş geliyor.
07 - Hang With Me (9/10)
Bu şarkı albümün ikinci single'ı olarak yayınlandığında, esas albüm henüz yayınlanmamıştı. Diğer parçalara göre biraz daha ağır bir tempoda devam eden parça, şarkıcının potansiyel sevgili adayına dile getirmek istediği hislerinden bahsediyor. Klas Åhlund'un karısına yazdığı ve 2002 yılında eşi Paola Bruna tarafından seslendirilen şarkı, Robyn'in versionunda bazı yerlerde değişiklikler yapılıp yeni kısımlar eklenerek bambaşka bir şarkıya dönüşmüş. Robyn'in hafif vokalleri nakarat boyunca müzik ile beraber şaha kalkıyor diyebiliriz. Melodinin vokaller ile oluşturduğu sinerji sayesinde parça kulağa çok akıcı ve catchy geliyor.
08 - Call Your Girlfriend (10/10)
Albümdeki ikinci yeni şarkı ve dördüncü single olarak yayınlanan parça, daha başlar başlamaz beraber söyleme isteği uyandırıyor. Altyapısındaki vuruşlar ile dans için mükemmel bir seçim olan şarkı, nakarattan önceki kısmı ile ABBA parçalarını hatırlatmakta. Nakarattaki melodi, akılda kalıcı olmasının yanı sıra aynı zamanda melankolik olması nedeniyle dinleyenin üzerinde bir ağırlığa da neden olmuyor. Sevgilisiyle beraber olabilmesi için, onun mevcut kız arkadaşından ayrılması gerektiğinden, bunu ona açıklarken zorlanmaması için sevgilisine yardımcı olmaya çalışan bir kızın söylediklerini anlatan şarkıyı, "Yavukluna Haber Sal" olarak Türkçeleştirmek mümkün.
09 - None Of Dem (featuring Röyksopp) (6,5/10)
Gizemli vuruşlarla başlayan şarkı, Robyn'in esrarengiz vokalleri ile devam ediyor. Nakarattan önceki küçük kız tekerlemesi, şarkı boyunca insanın aklından çıkmıyor. Sözlerinde, çevresindeki hoşnutsuzluklardan bahseden şarkıcı, nakaratta biraz zayıf kalmış hissi uyandırıyor. Hem melodi hem de vokaller bakımından nakarat biraz daha bağlayıcı ve ara kısımlara yakın olmalıydı. Ancak buna rağmen şarkıyı yüksek seste açıp dinlememek için hiçbir neden yok.
10 - We Dance To The Beat (3/10)
Robyn bu şarkıda, tekrar edip duran cümle altyapısını uygulamaya devam etmiş. Her nedense şarkıda başından beri hissedilen bir boşluk şarkı bitene kadar dolmuyor. Bu nedenle duyulan eksiklik, şarkının sıkıcı olmasına neden oluyor. Şarkı, birbiriyle alakasız kısımlar içerdiği için, adeta kopyala yapıştır ile birleştirilmiş seslerden oluşturulmuş gibi. Bu düzensizlik bir süre sonra sizi rahatsız edebiliyor. Bu yüzden albümü dinlerken bu şarkıyı geçiyorum.
11 - U Should Know Better (featuring Snoop Dogg) (4/10)
Hızlı başlayan melodisinden sonra, etrafa ayar vermeye başlayan Robyn'e bu şarkıda Snoop Dogg eşlik ediyor. Nakaratının diğer şarkılara göre zayıf olduğu şarkı, sadece ara kısımlardaki heyecan sayesinde kendini kurtarıyor. Aslında Snoop Dogg'un şarkıya dahil olması çok fark etmemiş. Çünkü şarkı Robyn tarzında olduğu için Snoop Dogg pek fazla kişiselleşememiş.
12 - Dancehall Queen (10/10)
Albüm yayınlanmadan çok önce internete düşen şarkı, Robyn'in albüm için kaydettiği ilk şarkılardan birisi. Şarkı, çok fazla bilinmeyen bir video klibe sahip ve yoonsookjin benzeri bir kız, aynı temada klibe katkıda bulunuyor. Şarkı boyunca 80'ler ve reggae havası fazlasıyla hissediliyor. Farklı soundu sayesinde şarkı hemen ilgi çekiyor. Albümdeki diğer dans parçalarından bu özelliği sayesinde ayrılan parça, Robyn hayranları için vazgeçilmez bir eser olup çıkıyor.
13 - Get Myself Together (8/10)
Albümdeki üçüncü yeni şarkı, hareketli olarak başlıyor. Nakaratta kullanılan yarım perdeler sayesinde nakarata farklı bir hava kazandırılmış. Şarkıda, moral bozukluğundan kurtulmaya çalışan bir Robyn dinliyoruz. Şarkı zengin bir elektronik altyapıya sahip. Yer yer vokallere ses efekti uygulanmış. Şarkı bütünlüğü içerisinde mükemmel bir şekilde akıyor.
14 - In My Eyes (7/10)
80'ler vuruşları ile başlayan şarkı, diğer parçalara göre biraz daha yerleşmiş bir sound ile karşımıza çıkıyor. Nakaratta atağa geçip sonra tekrar durulan şarkı, ikinci nakarattan sonra tırmanmaya devam edip doruk noktasına ulaşıyor. Vokallerin kararlı yapısı şarkıyı uyumlu bir biçimde ilerletiyor. Şarkı sona ererken, Robyn'in cümlelerini duyuyoruz.
15 - Stars 4-Ever (9/10)
Basit bir nakarata sahip olmasına rağmen, ilk kısımdan sonra temposunu tam anlamıyla kazanan şarkı tekrar nakarata ulaştığında vokalleri ile dinleyenlerin aklına "is what we are!" cümlesi ile oturuyor. İyimser sözleri ile pozitif bir grafik çizerken aynı zamanda arka plandaki birbiri ardına giren efekt ve vuruşlar şarkı adeta tamamlanıyor. Köprü kısmındaki tekrar eden kelime efektleri şarkının havasını daha da iyileştirmiş. Şarkı biterken insanın bir parçası da albümle beraber uçup gitmiş oluyor.

Robyn, çıkardığı iki albümdeki güzel parçaların çoğunu bu albüme de taşımış. Yeni ilave ettiği şarkılar ile kusursuz bir uyum gösteren şarkılar, elektronik tarzının güzel bir yansımasını oluşturmuş. Mini albümlerde bulunan "Hang With Me" ve "Indestructible" parçalarının akustik versionlarını da mutlaka dinlemelisiniz.

(8/10)

1 Mayıs 2011 Pazar

Madonna - Confessions On A Dance Floor

2003 yılında çıkardığı ve beklediği başarıyı göremeyen '"American Life" albümünden sonra Madonna, her zaman yaptığı gibi bir silkelenip kendine gelme dönemi yaşamıştı. Kendini tekrar etmeyi asla sevmeyen biri olarak, bu sefer önceden hiç yapmadığı bir soundda albüm yapacağını söylüyordu. Albüm çıkmadan önce yapılan tanıtımlar sırasında albümün ballad içermeyeceğini, sadece dans şarkılarından oluşacağını söylüyordu. Acaba Madonna bu albümle diskoların kraliçesi olabilecek miydi?
01 - Hung Up (10/10)
Tik tak sesleri eşliğinde Madonna'nın vokallerini duymaya başlıyoruz derken, arka plandan yükselmeye başlayan melodi tanıdık gelmiyor mu? Evet, ta kendisi. ABBA'nın "Gimme Gimme Gimme (A Man After Midnight)" adlı şarkısındaki o meşhur kısım, bu parçada sample olarka kullanılıyor. Güçlü bir altyapıya sahip olan şarkı, nakaratta doruk noktasına ulaşarak sizi yerininzde durmamanız için adeta uyarıyor. Köprü kısmı, şarkının en tiz vokallerini içeriyor. Şarkı, eskimeyen vuruşları ile ilk dinleyişte bile aklınızda yer ediniyor. Albümden çıkan ilk single olan parça, listelerde bir numara olmayı başardı.
02 - Get Together (8/10)
Yavaş yavaş yükselen sesler ardından, şarkı kendini hissettirmeye başlıyor. Müziğin arasına karışmış Madonna vokallerinin götürdüğü şarkı, arka plandaki yoğunluğu dengelemeyi iyi başarıyor. Parça, kısa, akılda kalıcı bir nakarata sahip olması ve aynı zamanda ara kısımlardaki sadelik sayesinde beğeni topluyor. Üçüncü single olarak yayınlanan parça, albümün başarısının iyi bir şekilde devam etmesine katkı sağladı.
03 - Sorry (10/10)
İngilizce dışında birkaç dilde söylediği "Üzgünüm" anlamına gelen cümlelerden sonra, yine arka planda yavaş yavaş yükselen sesler nihayet nakarat başladığında şarkıyı tam anlamıyla patlatıyor. Albümünün ikinci single'ı olarak yayınlanan ve İngilitere listelerinde bir numara olan şarkı albümün hem sound hem de sözler bakımından en başarılı şarkılarından birisi. Ara kısımda Madonna üzgün olduğu başka dillerde dile getirmeye devam ediyor. Şarkının hiç düşmeyen temposu ve şimdiden aklınıza kazınan nakarat şarkıyı bağlanmanızı sağlamakta. Pet Shop Boys'un vokalleriyle de katkıda bulunduğu remixi ve Confessions turnesindeki remix versionu da kesinlikle dinlenmeli. N'olurdu bir de Türkçe olarak "Üzgünüm" diyiverseydi?
04 - Future Lovers (7/10)
Donna Summer'ın "I Feel Love" adlı şarkısıyla aynı altyapıyı paylaşan şarkı, fütüristik sözler ve yankılı vokallerle etkileyici bir sounda sahip. Madonna ara kısımlarda okuduğu cümleleri, melodili kısımlarla başarılı bir şekilde harmanlamayı başarmış. Şarkının sonlarına doğru verilen boşluk, turnede bir geçiş noktasına çevrilerek "I Feel Love" için yer açmıştır. Orjinal parçadan birkaç cümle söyledikten sonra tekrar kendi şarkısına dönen Madonna, bu düzenlemesi ile de takdir toplamıştır. İkisi de dinlenmeyi hak ediyor.
05 - I Love New York (6,5/10)
Aslında bir önceki projesinden kalan bir şarkı olan "I Love New York" o dönemde rock altyapılı olarak kaydedilmişti. Bu albüm için boya kaportadan geçirilen şarkı, dans soundu kazandırılarak hayranların beğenisine sunuldu. Madonna şarkıda New York'u sevdiğinden bahsederken diğer şehirlere de ayar vermekten kaçınmamış. Tabi turnesinde bu şarkıyı söylediği sırada, sözlerin neden olacağı tepkiler nedeniyle içinde geçen şehirlerde bazı gönül alma konuşmaları yapmak zorunda kalmıştır. Şarkı genel olarak ritmik temposu ile çıtanın üstünde yer alıyor.
06 - Let It Will Be (6/10)
Diğerlerinden daha ağır bir havada başlayan şarkı, bitene kadar temposunu hiç değiştirmiyor. Vokallerdeki keskin kısımlar şarkıyı daha ciddi bir hale getiriyor. Üstüste vokaller ve arkaplandaki yaylılar şarkının yarısından sonra kontrolü ele geçirip, parçadan daha çok etkilenmenizi sağlıyor. Turnedeki remixlenmiş versionu da şarkıyı bir kademe daha üste çıkarmış.
07 - Forbidden Love (6/10)
Madonna'nın ilk kez, önceden kullandığı bir şarkı ismini tekrar kullandığı bu şarkı aslında albümün en slow şarkısı olarak dikkat çekiyor. Efektli vokaller devam ederken arka planda yükselen müzik şarkıyı tam olması gerektiği hale sokuyor. Parça nazik vokaller ile süslenmiş ancak önceki parçalara göre biraz tekrar eden bir yapıya sahip olduğu için bir süre sonra sıkıcı olabiliyor. Yine de albümün konseptine çok uyumlu.
08 - Jump (10/10)
Albümün dördüncü single'ı, video klibinde ve turnedeki canlı performansında biraz değişikliğe uğramış olsa da, albümdeki versionunun bazı kısımlarında dümdüz okunan vokaller içermekte. Şarkı her ne kadar aile bağlarından bahsediyor olsa da, nakaratının hiperaktif havası sizi ayağa kaldırmaya yetiyor. Parçanın temposunu iliklerinize kadar hissedebiliyorsunuz. Şarkı turne versionunda uzatılmış ve bu da şarkının kendi içerisinde tam anlamıyla kusursuz olmasını sağlamış.
09 - How High (5/10)
Turnede liste dışı bırakılan bu şarkı, şarkıcının kariyerinde bulunduğu yeri irdelerken, eski şarkılarına da selam göndermeyi ihmal etmiyor. Diğer şarkılara göre sıradan bir sounda sahip olduğu ve catchy bir kısmı bulunmadığı için albümü dinlerken atlamama neden oluyor.
10 - Isaac (8/10)
İsmini, şarkıda konuk şarkıcı olarak söyleyen adamdan alan şarkı, konuk vokal sayesinde hemen fark ediliyor. Hareketli ve tempolu devam eden şarkının nakaratında Madonna'nın ilk önce Secret daha sonra da Frozen da kullandığı Mmmm vokalleri, erkek vokalin söylediği kısımla bir araya geliyor. Köprü kısmında daha çok konuk şarkıcı üzerine yoğunlaşılmış. Madonna'nın şarkı boyuncaki vokallerinin kusursuz olduğu söylenebilir. Tur versionunu da dinlemeden geçmeyin.
11 - Push (8/10)
Tersten çalınmış kısımlar ve ilginç sesli enstrümanlar içeren şarkı, Madonna'nın -o dönemki- eşinin kendisine nasıl destek olup onu nasıl motive ettiğinden bahsediyor. Aslında dinlemesi eğlenceli bir şarkı olmakla beraber, bazı eksikler nedeniyle tam anlamıyla bir dans parçası değil. Yine de vokal oyunlarının güzel hissettirebildiği kısımları için dinlenebilir.
12 - Like It Or Not (7/10)
Albümün kapanış şarkısı, diğerlerine göre karanlık bir sound içeriyor. Daha ağır temposu ve Madonna'nın buğulu sayılabilecek vokalleri şarkıyı orjinal hale getirmeyi başarmış. Kendisini hunharca eleştirenlere ateş püskürdüğü nakarat, sakinlik içerisinde kendini toplarlıyor. İlerleyen kısımlardaki ses efektleri şarkıya biraz da olsa hareket katmayı başarmış. Albümü sonlandırırken gitar melodisinin dinleyenlerde bıraktığı tat, kapanışı kusursuz hale getiriyor.
13 - Fighting Spirit (7/10)
Albümün sınırlı sayıda yayınlanan baskısında bulunan bu şarkı, gerek alt yapısındaki müzik ile gerekse de sözleri ve vokalleri ile dikkatleri üzerine çekiyor. Basit ancak güçlü yapısı şarkıyı akılda kalıcı yapıyor. Şarkının zor ulaşılabilir olması Hande Yener'i yıldırmamış olmalı ki, parçanın altyapısını alarak kendi parçasında kullanmıştır. İyi ki Madonna bu şarkıyı geride bırakmamış.

Sonuç olarak Madonna, yapacağım dediği dans albümünün hakkını vermiş. Bir önceki albümünün düşük satış grafiklerinden sonra bu albüm ona ilaç gibi gelmiş ve kaybettiği popülerliğini tekrar kazanmıştı. Albümde bulunan parçalar hayranlar arasında çabucak ezberlenip, albüme yüksek puanlar verilmişti. Bence de albüm, gayet başarılı.

(7,5/10)