20 Eylül 2011 Salı

Melanie C - The Sea


Bu sefer baya uzun bir ara oldu. Bu "ara"da birçok şey yaşadım, hayatımda bazı değişiklikler oldu ve aynı zamanda uzun süredir beklediğim Spice Girls'ten -bu extra bilgiyi verenlerden artık bıkmış olan- Melanie C'nin albümü nihayet Eylül ayının başlarında yayınlandı. Albümü ilk olarak otobüs yolculuğu boyunca dinlediğimde, birdenbire ısındığım şarkıların yanısıra, zaman içinde alışabileceğim şarkılar olduğunu farkettim. Zaten çoğu albümde öyle olmaz mı? Şimdi şarkılar hakkındaki yorumlarımı sizlerle paylaşma zamanı...

01 - The Sea (7/10)
Destansı girişi ile insanın tüylerini diken diken eden parça, albüm ile aynı adı taşımakta. Şarkının karanlık atmosferine pes bir tondan giren Melanie, nakarata geldiğinde şarkının derinliği içerisinde kusursuz bir şekilde harmanlanıyor. "İçime dolan tüm korkuları denize bıraktım sahilden" temalı sözlere sahip olan şarkının enstrümental kısmında kullanılan çalgı (nedir bilen?) hızlıca akıp giden şarkının içerisinde bir uç noktaya dönüşmüş. Albümü açarken, prodüksüyon hakkında bir fikriniz oldu mu? Şahane!
02 - Weak (10/10)
Hafif vuruşlarla başlayan şarkı, ilerledikçe agresifleşiyor ancak Melanie'nin anlatmak istediği zayıflık, şarkıya çok yerinde bir sınır getirmiş. Nakarata gelen kadar güzel tınılar duyarken, ardı ardına hızlıca söylediği cümleler arasında nakarata ulaştığınızda, arkaplandaki yaylılarla beraber şarkıya kaptırıyorsunuz kendinizi. Köprü kısmında Melanie, yaptığı çıkış ile bir kez daha kendine hayran bırakıyor. Kesinlikle bir single olabilecek bir potansiyele sahip bir şarkı. Akustik performansı kesinlikle izlenmeli.
03 - Think About It (10/10)
Albümün çıkış parçası olarak seçilen şarkı, Temmuz ayının ortasında dinleyicilerin beğenisine sunulduğundan beri albümün en hareketli parçası olarak etiketlendi. Sözleriyle bir o kadar özgür takılan şarkı, aslında en büyük vuruşu bu sayede yapıyor. Nakaratında adeta coşan bir altyapı ile şarkıya eşlik etmeden duramıyorsunuz. Melanie'nin yaptığı en iyi şarkılar arasında birdenbire üst sıralara yükselip, hayranlar arasında marş oldu bile. İçinde barındırdığı potansiyel ilk dinleyişte bile sizi kendisine bağlayacak güçte. Şarkının videosu da görülmeye değer.
04 - Beautiful Mind (6/10)
Sözleri ile Carolyna Part II tadında olan şarkı, tempoyu biraz düşürüyor. Fakat enstrüman bakımından gayet zengin bir altyapıya sahip. Bu şarkı bana biraz filler gibi gelse de, en azından akıcı bir melodiye sahip. Şarkı bitişi ile beni benden alıyor, malesef hepsi bu.
05 - One By One (8/10)
Yumuşacık akustik gitarlar ile başlayan şarkı, Melanie'nin pazar sabahı performansları kadar içten sesi ile ilerliyor. Altyapıdaki öğeler arttıkça, nakarata geldiğimizi anlıyoruz. Güzel bir aşk şarkısı, yabana atılmayacak değişimlerden bahsediyor. Hayatınıza ait fotoğrafları ardarda dizdiğinizde oluşturduğunuz slayta çok güzel bir fon müziği olabilecek bir atmosfere sahip şarkı, nakarattaki "Woo ooh"lar ile sizi sizden alıyor adeta.
06 - Stupid Game (10/10)
Melanie bu şarkıyı ilk kez Mayıs ayında akustik olarak seslendirdiğinde, kimse stüdyo versionunun bu şekilde olacağını tahmin etmiyordu. Sonuç aslında muhteşemdi. İngiliz medyasına olan duygularını çok ağır bir dille anlatan Melanie, şarkının yakaladığı 80'ler disko soundu ile agresifliğini bir adım öteye taşıyor. Karanlık ve sert yanı ile "Beautiful Intentions" albümü şarkılarına yakın bir çizgi çiziyor. İlk başlarda şarkı biraz mesafeli olsa da, kulağınız alıştıktan sonra yine sizi yakalayan bir "Whoa oh oh oh" duyuyorsunuz. Parça temposundan hiç birşey kaybetmeden sona erdiğinde içinizdeki saldırgan duyguları ortaya çıkarmış oluyor, en azından benim üzerimde böyle bir etki bırakıyor.
07 - All About You (7/10)
Biraz agresiflik de bu şarkıda var. Ayrılık sonrası ilişki durumunu değerlendirilirken, içerisindeki söyleyemediği tüm duygular sözlere adeta kazınmış gibi hissediyor insan. Albümde Melanie'nin söz yazımına katkıda bulunmadığı tek parça olan şarkı, sonlarına doğru Melanie'nin çığlıkları içerisinde sona eriyor. 
08 - Burn (10/10)
İşte bir potansiyel single daha. Daha ilk dinleyişte insanı kendine bağlayan bir şekilde ilerleyen şarkı, nakarat ile beraber doruk noktasına ulaşıyor. Bir ilişkiyi bitirirken insan ne kadar zorlanırsa zorlansın bir yerlerde mutlaka bir "köprü" kalıyor ve bu köprüyü yakmanın neredeyse imkansız olduğunu anlatıyor parça. Melanie'nin kariyerinin en iyileri arasına girecek kalitede olan şarkının akustik performansı da mutlaka dinlenmeli.
09 - Drown (8/10)
Uzun süre sonra ex'i ile karşılaştığında hissettiklerini anlattığı şarkıda Melanie, yine karanlık bir yol izlemiş. Ancak uzun bir nakarat ile yakaladığı atmosfer, şarkının bütünlüğü içerisinde çok iyi bir yer edinmiş. Canlı performansını dinlemek için sabırsızlandığım parçalardan birisi.
10 - Get Out Of Here (9/10)
Melanie'nin "Kim hakkında olduğunu asla öğrenemeyeceksiniz" dediği parça, albümün diğer şarkılarına göre biraz daha farklı bir soundda. Şarkı James Bond şarkısı olabilecek bir atmosfer ile ilerlerken, nakarata geldiğinde bu dediğime siz de hak vereceksiniz. Bana nedense Sugababes'in "Sunday Rain" şarkısını hatırlatıyor bu parça. Bu tarz Melanie ile çok uyumlu olmuş, kesinlikle buna benzer birkaç şarkı daha yapmalı.
11 - Enemy (8/10)
Albümün açılışında olduğu gibi kapanışı da sekiz dakikalık destansı bir parça ile yapıyor Melanie. Ara sözleri gayet masum ve yumuşak başladıktan sonra nakarata geldiğinde içerisindeki öfkesini kusan biri gibi karşımıza çıkıyor parça. Altyapısındaki enstrümanlar ile kesinlikle bir "Northern Star" atmosferi yakalamayı başarmış. Şarkı bitene kadar büyülenip, bittiğinde ise "Vay be!" diyip kalıyorsunuz. 
12 - Let There Be Love (10/10)
Albümün cover parçası, Almanya'da 2004 yılında büyük bir başarı elde etmiş "Liebe Ist Alles" adlı şarkının İngilizce versionu. Orjinal şarkının yapımcısı ile beraber çalışan Melanie, altyapıyı aynen kullanarak muhteşem bir şarkıya imza atmayı başarmış. Almanya/Avusturya/İsviçre için albümün yeni single'ı olan parça muhtemelen yoğun bir ilgi görecektir. Almanca versionunun bile dil ne kadar kaba olsa bile kulağa çok hoş geldiğini düşünürsek, İngilizcesinin neler yapabileceğini siz düşünün. Eğer bir de hoşlandığınız birileri varsa, şarkı adeta ilişkinizin soundtrack'i arasına sızıyor.

Albüm, Melanie'nin en başarılı albümü sayılabilecek kadar iddialı şarkılar içermekte, liste başarısı yönünden kendinden öncekiler kadar satış elde edemeyecek olsa da, bir pop albümü olarak diğer benzerlerine bakıldığında albümün gayet kaliteli bir prodüksiyonun sonucu olarak ortaya çıktığı anlaşılıyor. Melanie de artık çoğu insan tarafından unutulmaya başlansa da, bu blogta diğer "unutulan" şarkıcılar gibi, her zaman bir yeri olacaktır. 

(8,5/10)