28 Kasım 2012 Çarşamba

Adam Lambert - For Your Entertainment

Çok sevdiğim bir arkadaşımın isteği üzerine Adam Lambert'in ilk albümünü inceleyeceğim. Bilmeyenler için, Adam'ı ilk olarak American Idol adlı yarışmanın 8. sezonunda tanımıştık. Yarışmayı ikinci olarak tamamlamasına rağmen, birinciden çok daha meşhur olduğunu söyleyebilirim. Zaten son senelerde birincilerden çok, yarışmalarda ünlü olma potansiyeli olan ve bunu kendi aleyhine çevirebilenler konuşuluyor. (Bkz. One Direction) Albüm şarkılarının neredeyse tamamını önceden hiç dinlemediğim için, yazıyı yazana kadar en az birkaç kez dinlemeye çalıştım ki değerlendirmemde sonradan değiştirmek isteyebileceğim yerler olmasın. 

01 - Music Again (8/10)
Başlangıcında "Welcome!" tarzı bir uzay üssü karşılama sesi beklediğimi söyleyebilirim. Ardından başlayan tempolu müzik ve Queenvari geri vokal ayarlamaları ile hoş bir giriş yapılıyor şarkıya. Verse kısımlarındaki hafif puslu hava nakaratla beraber dağılıyor. Kuvvetli bir nakarata sahip olan parçanın tavan noktası kesinlikle bana Mika - Take It Easy'yi hatırlatan tarzda vokal ile tize çıkıldığı an olmalı. Özellikle tizden sonraki elektrogitar kısmı kendine hayran bırakıyor. Köprü kısmında ise güzel bir elektrogitar solosu sizi bekliyor. Albüme başlarken gayet "iyi hissettiren" bir parça.
02 - For Your Entertainment (10/10)
Albümle aynı ismi taşıyan parça aynı zamanda albümün çıkış single'ı olarak yayınlanmış. Karanlık bir atmosferde dansçılar ve bir yılanla kamera karşısına geçmiş Adam. Hızlı bir tempo ile başlıyor şarkı. Melodi sizi kapıp götürürken, akılda kalıcı bir nakarat ile de aklınıza kazınmış oluyor. Şarkı aslında akustik olarak icra edilmeye de çok uygun geldi bana. Köprüden önceki nakaratta "For Your Entertainment" derken avaz avaz bağırdığı adlibden itibaren son nakaratlarda iyice tize çıkıyor. Vokal yeteneklerini sergilerken aynı zamanda başarılı bir şarkıya imza atmış Adam.
03 - Whataya Want From Me (10/10)
Adam Lambert'in versiyonunun daha önce çıkmış olmasına rağmen bu şarkıyı ilk P!nk'den dinlemiştim. Ancak ikisi arasında altyapı olarak nerdeyse hiç fark olmadığı için, birini diğerinden daha fazla beğendiğimi söyleyemem. P!nk, Funhouse albümü için kaydettiği şarkıyı albüme almayıp Adam'a vermiş ve böylece şarkının serüveni başlamış. Albümün en iddialı şarkılarından birisi ve ikinci single olarak yayınlanmış. İlk iki şarkı kadar tempolu olmasa da, bu şarkıdaki birşeyler daha ilk dinleyişten aklınızda yer ediyor. Klibinde derbeder bir genci canlandırırken, şarkının yükseldiği yerlerde ise ara ara sahnede şarkıyı söylerken görüyoruz Adam'ı. Şarkıdaki duyguyu dinleyenlere iyi bir şekilde aktarabildiğini düşünüyorum. Özellikle "Just don't give up on me" kısmı ve sonrasındaki içten ses tonu sizi o duygusal havaya sokuyor. Adlibler konusunda oldukça bonkör davranmış şarkıcı. Şarkının bitişi ani olsa da bıraktığı tat bambaşka.
04 - Strut (7/10)
Sesinde hafif bir vocoder efekti ile kafiyeli kelimelerden oluşan dizeleri söyleyerek başlıyor şarkıcı. Bu şarkıda da tempo ilk ikisi kadar olmasa da bir hayli yüksek. Elektrogitarlar korkusuzca kullanılmış. Altyapı olarak oldukça zengin öğeler barındırıyor içinde. Köprü kısmı için sadece piyano ve vokal kullanılması şarkı içerisinde bir nefes alma yeri olmuş adeta. Albüm parçası olarak iyi bir yerde.
05 - Soaked (7/10)
Bir orta doğu, binbir gece masalları havası hissettiniz mi şarkı başlarken? Keşke öyle devam etseydi diyorsanız eğer, arkadan gelen kısım da bir o kadar iyi. Evanescence - My Immortal tarzı piyano-vokal ile devam eden yavaş tempolu bir şarkı karşımıza çıkıyor. Nakaratta altyapıya eklenen öğeler ile daha da güzelleşiyor parça. Melodisi ile 70'ler dokunuşu hissediliyor bazı bölümlerde. Köprü kısmı, girişte duyduğumuz bölüm ve ardından gelen orkestral kısım ile şarkının doruk noktası. Tüm bu karmaşa sona erdiğinde şarkı tekrar piyano-vokal ile devam ediyor ve usulca bitiyor.
06 - Sure Fire Winners (8/10)
Albümün iddialı parçalarından biri de bu. Yine bol bol bağırış duyacaksınız. Murat Boz parçası gibi başlayıp sonradan çok farklı bir yere ulaşıyor şarkı. Nakaratı gerçekten çok akılda kalıcı. Altyapı yine elektronik öğeler ile beraber zaamn zaman sert elektrogitar ve bateri ile desteklenmiş. Köprü kısmındaki çığırmalarının ardından, robotik sesle başlayan nakarat kısmı favori bölümüm. Ancak şarkıcının çığlıkları burda son bulmuyor. Şarkıyı zenginleştiren öğelerden biri de bu bence. Vocoderlı vokal ve hafif müzik ile şarkı sonlanıyor.
07 - A Loaded Smile (6/10)
P!nk, Christina Aguilera gibi şarkıcılara da şarkı yazmış olan Linda Perry, bu şarkının yapımcıları arasında. Hafif bateri vuruşları ve birkaç efekt ile orta-yavaş tempodaki bu şarkı, nakaratlarda ve özellikle köprü kısmında atağa geçiyor. Köprüde sözsüz kısımdaki efekt bana maalesef Kemal Sunal filmlerini hatırlattı, engel olamadım. Onun dışında, çok fazla öne çıkamasa da bir filler olarak kategorize edemem.
08 - If I Had You (10/10)
Albümün üçüncü ve son uluslararası single'ı, bana başka şarkıları hatırlattığı bölümler nedeniyle aklımda kaldı. Giriş kısmı, Sugababes - Wear My Kiss'i andırmıyorsa söyleyin. Tabi bu diğerinden esinlenme demiyorum çünkü iki şarkının kaydedilmesi arasında sadece birkaç ay var. Nakarata geldiğimizde ise özellikle altyapı bana Robyn'den Dancing On My Own'un single versiyonunu hatırlattı. Tabi bunun nedeni, sözkonusu şarkıları bu şarkıdan daha önce dinlemiş olmam. Yoksa Robyn, şarkısını bu şarkıdan daha sonra yayınladı. Şarkıya dönecek olursak, diğer single'lar kadar sert öğeler kullanılmadığı için daha bir farklı olmuş. Köprü kısmındaki gitarlı bölümü ise nereden hatırladığımı çıkaramadım. Nakarat sonundaki "You" efektleri hoş olmuş. Jennifer Lopez - Waiting For Tonight videosundaki tema zenginleştirilerek şarkının videosunda kullanılmış.
09 - Pick U Up (7/10)
Girişinden itibaren bir Eurovision şarkısı dinliyormuş gibi hissettim bu şarkıda. Tabi altyapısı daha zengin olduğundan bu hissiyatım yerini Adam Lambert tarzına bıraktı. Köprü kısmındaki yerinde duramayan efektin yavaşlayarak durması çok hoşuma gitti. Gitar solosu kesinlikle artı katmış parçaya zira birşeyler eksik kalıyormuş gibi geldi en başından beri. Esprili sonu mutlaka dinlenmeli.
10 - Fever (9/10)
Lady Gaga imzalı şarkı, albümde kendini gösteriyor. Gaga'nın demosuna göre çok çok farklı bir hale geldiğini söyleyebilirim. Altyapı çok farklı bir konseptle buluşunca ortaya bir nevi George Michael şarkısı çıkmış. Melodideki masumiyet karanlık bir perdenin arkasına gizlenmiş. Ancak şarkıya alıştıkça o klasik melodiye ulaşıyorsunuz. Fransızca telaffuz konusunda çok az daha çalışması lazım Adam'ın.
11 - Sleepwalker (8/10)
Şarkı başladı ve ben birazdan "My love is on the line" diye girecek diye bekledim bir an. Sonradan değişiyor tabi ama giriş Anastacia'nın Sick and Tired'ını anımsattı bana. Baterinin şarkıya kattığı genişlik vokal ile buluşunca şarkı daha da büyüyor. Arka vokaldeki "Aaa-a-aa" vokallerinin ise altyapıya katkısı azımsanamayacak derecede. Nakaratta bir yandan Kızılderili şarkılarındaki gibi bağıran bir yandan da Walker diye inleyen vokaller. Ancak hayır, şarkı köprüdeki elektrogitar solosu ile bir basamak daha yukarı çıkıyor. Ryan Tedder şarkının yapımcıları arasında.
12 - Aftermath (6/10)
Klasik bir pop rock parçası gibi başlıyor. Adam'ın vokal yeteneklerini gösterdiği bir parça daha. Altyapıdaki yoğun elektrogitar ve bateri, bu sefer elektronik öğeler ile birleşmemiş. Yine tiz vokaller özellikle de şarkının sonunda yoğun bir biçimde karşımıza çıkıyor. Orta tempodaki şarkı akustik olarak da seslendirilmiş. Ancak yine de beni çok çektiğini söyleyemem.
13 - Broken Open (8/10)
Girişiyle beraber Madonna'nın Has To Be şarkısını anımsatmakla beraber onun sahip olduğu havaya sahip bu parça da. Biraz daha hızlı bir tempoda olsa da, Siobhan Donaghy'nin Thus Far'ı da aklıma geldi. Şarkının sahip olduğu atmosfer ve çift katmanlı vokaller parçaya derinlik katıyor. Hafif bir müzik, köşelere saklanmış gibi ağır ağır sızıyor şarkının içine. Sesini yormamış Adam bu sefer. Böyle olması da yerinde olmuş zaten çünkü o nazik hava dağılabilirdi aksi halde. Piyanolu kısım şarkının en dokunaklı bölümü olsa gerek.
14 - Time For Miracles (7/10)
2012 adlı filmin kapanış müziği olarak kullanılan bu parça, aslında Adam'ın yayınladığı ilk şarkı olma özelliğini de taşıyor. Albüme bonus şarkı olarak eklenmiş. Aynı zamanda bir video klibe de sahip. Film görüntüleri eşliğinde Adam'ı yolda yürürken görüyoruz. Şarkı yavaşa yakın bir tempoda pop rock tarzında. Korkusuzca tize çıkan vokallerle bezeli parça özellikle sonlara doğru kopuyor. 
15 - Master Plan (7/10)
Elektronik altyapı tekrar karşımıza çıkıyor. Melodiler çok tanıdık gelse de şarkının ayrı bir karizması var. Nakarat yine tiz notayla bitiriliyor. Ara ara vocoder efektli vokaller ve güçlü bir bateri duyuyoruz. Nakaratın baş kısımları biraz marş niteliğinde. Köprü bölümündeki başıboş vokaller ve ardından gelen enstrümental kısım şarkıya o havayı sağlıyor. Şarkının sonu ise yine şaşırtıcı. Burda da Ryan Tedder karşımıza yapımcı olarak çıkıyor.
16 - Down The Rabbit Hole (7/10)
Ben de elektronik şarkılar bitti mi diyordum ki imdadıma bu parça yetişti. Nakaratta atağa geçip yükselen bir şarkı bu. Son derece yüksek enerjili hatta başınızı döndürebilecek bir yapıya sahip. İsminde olduğu gibi sanki bir tavşan yuvasından aşağı iniyormuşsunuz gibi bir his yaratıyor. Sakinleşmem lazım.
17 - No Boundaries (6/10)
American Idol 8. sezon kazananının yanı sıra Adam tarafından da seslendirilen bu parça, iTunes'da da yayınlanarak yarışmadan sonra satışa sunulmuş. Yine dibine kadar pop rock bir tarzda olmuş. Adam şarkılarında tiz kısım duymazsam artık şarkıyı baştan dinliyorum acaba kaçırdım mı diye. Parça bana çok akılda kalıcı gelmedi en azından single'lar kadar.
18 - Voodoo (6/10)
Yine deneysel bir parçayla karşı karşıyayız. George Michael havası alıyorum tekrardan. Şarkının nakaratındaki hafif ürkütücü hava, köprü ile birlikte dağılıyor. Ancak parçanın tamamında eksik kalan birşeyler var gibi hissediyorum. Tam olmamış gibi sanki bu yüzden de alışamıyor insan. 
19 - Can't Let You Go (6/10)
Kapanışı düşük tempolu bir parça ile yapıyoruz. Hafif başlayan şarkı nakaratta pik yaparak dinleyenleri şaşırtıyor. Sanki o sert elektrogitarlar hiç olmasaymış daha iyi olacakmış gibi geliyor. Çünkü nakaratın sahip olabileceği o Britney Spears'ın yavaş şarkıları kıvamındaki duygusal hava aniden yok oluyor. Tabi bu da Adam'ın farkı değil mi? Köprü kısmı için Adam tüm sesini kullanmış. Bu kadar sert sound içerisinde duyulabilmek için de epey bağırmış.

Albümü baştan sona düşündüğüm zaman, sadece pop rock altyapılı parçalar ve bunun yanında elektronik öğeler içeren parçalar karşıma çıktı. Pop rock parçalar genelde P!nk gibi şarkıcılardan dinleyebileceğiniz türden. Elektronik destekli parçalar ise Adam'ın kendini gösterdiği kısım bence. Albümün geneli düşünüldüğünde başarılı olduğu söylenebilir, zaten çok güçlü üç adet single barındırıyor içerisinde. 
(7,5/10)

1 yorum:

  1. Bir solukta okudum,ellerine sağlık çok çok güzel olmuş.Sonda bahsettiğin duruma katılıyorum,benim de isteğim daha rock,elektronik şarkılar yapmasından yana.Çünkü tarzına ve sesine daha uygun olduğunu düşünüyorum.Albüm içerisinde en sevdiğim şarkıyı söylersem,ilginçtir ama Time For Miracles olacak.Beni çok etkileyen bir şarkıdır,diğer şarkıları arasında pek bir ayrım yapamıyorum lakin Whataya Want From Me'nin onu çok yukarılara taşıdığını da yadsımamak gerekir.Seviyoruz Adam'ı :)

    YanıtlaSil